30 Aralık 2012 Pazar

can kırıkları..


şimdilerde elimde bir bıçak murathan munganı arıyorum.."insan masumiyetini bazen başkalarının günahıyla öder" dediği için..çok doğru söylemiş...anlatacaklarıma şahit olmanızı istemediğim için susuyorum ben biliyor musunuz?yazık olur...acırsınız bana...işte deli gökçe'nin sebepleri bunlarmış der,beni anlarsınız....
korkuyorum beni anlamanızdan,çözmenizden...
acıyı bilenler  anlamlı anlamlı başını sallıyor. duygulanmış gibiler, etkilenmiş gibiler, hüzünlenmiş gibiler...ama aslında ne hissettiğimi anlamıyorlar ki....
can kırıkları...
kocaman bir vazo düştü yere..paramparça oldu ...her yere dağıldı parçaları...kocaman olanları toplamak kolay oldu...hemen topladık.. süpürge geldi;kalan olmasın etrafta aman!küçücük bir cam nasıl can yakar sonra...halılar kaldırıldı sandalyeler koltuklar..kendimizce tertemiz oldu artık hiç biryerde kalmadı cam kırığı,hem tedbirliyizde(!) bir kaç gün terlikte dolaşmamız lazım evde...
neden sonra ; unuttuldu,hayatın akışı içinde o terlik en fazla bir gün durdu ayaklarda..
kimseye cam batmadı,sorun olmadı...
ama ya can kırıkları...onlara ne olacaktı?can'ı kıranlar,cam'ı kıranlarla eş değer olamazdı değil mi?
bütün bunların bir bedeli olacak, o minik cam kırığı,hani tamamen temizliğimizi sandığımız camın parçası aylar,hatta yıllar sonra saklandığı köşeden çıkıpta bir kıymık misali batınca can'a ?
işte şimdi bende dünyanın bir yerinde yıllarca benim  haberim olmadan yaşamış birine bütün hayatımı anlatmak istiyorum..
1 değil...
2 değil...
tam 3 kez demek istiyorum..
işte bu yüzden şimdi herkese korkuyla yaklaşmam,arkadaş denen şeye zerre güvenim olmaması,herkesin benim gözümde suçlu olması...ama dur...dur bekle...bende güvenmek istiyorum diye haykırmak istiyorum...neden....niye...kime bu sitem?..
bazen ona bişeyler yazarsın, yazar silersin,yazar silersin.o hiçbirini okumamış olur; ama sen hepsini söylemiş olursun.
şimdi can'ıma batan cam'ı çıkardığımı ama oluk oluk kanadığını görüyorum...
can'a mı üzeleyim,çok kıymetli olduğunu sandığım cam'a mı...
can kırıkları ha?canına tüküreyim gökçe...
dur!












oku şimdi...
: )

18 Kasım 2012 Pazar

erkek güzeli...

cesaretim olur o zaman...
açık seçik ve hiç korkmadan..
sonuna dek dürüst ve sevgiyle...
çok narin....çok hassas...çok kırılgan...çok çok çok...
korkuyorum bensiz olacak olanlardan...
düşünemiyorum ..
yazamıyorum..
açıklayamıyorum...
biliyorum ki olmaz...
söylemeye dilim varmıyor..tek yapabildiğim dua etmek....oralarda mutlu olabilmen, bir kuş misali özgür hissedebilmen için...

25 Eylül 2012 Salı

taslak

yazmak yazmak yazmak istiyorum...
baktım ki insanlar bakışlardan anlamıyor,kelimeleri oyuncak ettim hislerime...
oyuncak hamuru misali;renk renk..şekil şekil...
veeeeee.
söylemek istediğim çok şey var.ama hepi taslaklarda kayıtlı beklemeye mahkum edildi tarafımdan...
çünkü söylenenler gitmek istediği yere ulaşmıyorsa,onları ziya etmeye gerek yok de mi?.
haydi o zaman uyuyalım...mdem öyle,bizde bölee=)

1 Eylül 2012 Cumartesi

Gitmek bir eylemdir,unutmak ise devrim!

Yazdim bitti bu kadar...gitmek sadece bir eylemdir...unutmak ise kocamaaaaaaan bir devrim.

26 Ağustos 2012 Pazar

aynı hatalar mı,yanlış insanlar mı?

kırıldım...Allah'a kırıldım..beni Yaradan'a kırıldım...neden benim aslımı göremeyecek insanlar hep?

kırıldım Allah'ıma...beni tam 4 yıl öncesine götüren böylesine duyguları,neden bana yeniden yaşattı diye.aynı cümleleri duyacak ne hata yaptım diye kendime kızıp dururken,iki tane melek geldi yanıbaşıma..en zor zamanlarımda ne olduğunu hiç anlatmadığım halde kalbimin vesvesesini alıp da götüren...hanifemle habibem...biliverdiler halimi,çünkü ben kırgındım onlarında "en sevdiği"ne,belli olmaması imkansızdı...

merkür;güneş sisteminin güneş'e en yakın gezegeni..
jüpiter;güneş sisteminin en büyük gezegeni...

iki farklı gezegen,ikisinide Allah yarattı..merkür jüpitere ben neden en büyük değilim diye,jüpiter merküre ben neden güneşe yakın değilim diye isyan ediyor mu?hatta bir ses geliyor mu neptün den..güneşe en uzak olan benim size ne oluyor diye...hayır...hepsi dünyanın düzenini bozmadan ahenk içinde duruyor yerinde...çünkü ne kadar farklı olursak olalım,hepimizi yaratan tek...farklılıklarımız mutlu olmamıza dünyanın düzenine engel değil tam tersi renk,ahenk,cümbüş...

ben hiç böyle düşünmemiştim aslında..ama insanlara yanıldıklarını gösterecek gücümde yok.hem Allah gösterir tüm gerçekleri benim birşey yapmama da gerek yok aslında..derdi vermişti Allah ama çareside yanıbaşındaydı görebilene...

böyle olmuştu 2 yıl öncede.Tüm yollar Allah'a çıkmıştı,olması gerektiği gibi...nasılda özlemişim O'nu...nasıl  merhametli,hemen açar kapılarını...alır yanına..sen gitmediğin sürece asla bırakmaz...ama giderde bir gün sonra geri gelirsen yine açar kapısını...hoşgörü kaynağım...haznesinde herşeyin sonsuz olduğu Allah'ım;uzun uzun konuştuk seninle,ne bir arada ne de ayrı dedik...gönlümden geçenleri en iyi sen bilirsin.. tek istediğim sükunet...

şimdi susuyorum,ama bir gün konuşursam bilinir ki;Allah'ım istedi...

14 Temmuz 2012 Cumartesi

istikbal...

biri var..çok ama çok kıymetli...
kimbilir belki.... bilmiyordur bile benim hayatımdaki önemli yerini...
herşeye olumlu bakmayı ama pollyanna olmamayı,acıda çekmeyi;dozunda,olgunlaştıracak kadar;kimden öğrendim ben..
hayatımın baş kahramanı...
hafta boyu gelmesini istediğim derslerimin öğretmeni...
birlik duygusunu nasılda işlemiş içime,hep beraber üzülüp hep beraber sevinmeyi...kısacası paylaşmayı,derdi sevinci..
öğretmen istikbaldir...öğretmen istiklaldir..
inanmadığı hiçbirşeyi savunmayan,söyleyeceklerini sakince söyleyen,güzel öğretmenim benim...
bilmem ki;varsa beni seven insanlar,ben bugün hayata rağmen mutluysam,gülümsemeyi biliyorsam her daim;ailem ve sizin sayenizdedir..
bir insana saygı duymak için öncelikle onu sevmemiz gerektiğini,arkası boş bir saygının sahte olacağını,hayata dair herşeyin anahtarının sevgi olduğunu,sevdikten sonra saygınında başarınında mutluluğunda geleceğini nakış gibi ince ince işlemiş yüreğime..
işini sevmeyi;özen gösterip temiz pak gitmeyi, uygulayarak öğretti...
kendine değer vermeyi....
saygının kıyafetle,oturma şeklinle,dilde söylemekle olmayacağını, iyi insan olmakla,öğretilen değerlere bağlı kalmakla olacağını bana öğrettiğiniz için size minnettarım ...
nasıl şanslı öğrencileriniz...sizden öğrenecekleri onca şeyle hayata karşı bir adım önde başyalayacaklar inşallah...
bana öğrettiklerinizi yazmakla bitiremem ki...ama çok iyi billiyorum ki öğretmenim;anahtar kelimelerimiz;sevmek ve gülümsemek...



dünyalar güzeli bukle bukle saçlarına değmiş bu kıymetli toka...

hep benimle olacak...

sizi benim karşıma çıkartan hayata teşekkürler..

filiz reisoğlu'na...saygılarımla ve sevgilerimle...

6 Temmuz 2012 Cuma

emanet..


emanetiniz...
bir ömür emanet bana,ablama...
birbirinize verilmiş en güzel hediyesiniz;annem,babam...
kolay değil bi insana katlanmak,çünkü kendi dışında herkes yabancıdır insana..eşin bile olsa..ama sabır etmek gerekir..
hemen vazgeçmemek...



yaşım gereği çoğu kez yanlış bulsamda;biz olmak adına "ben"leri tüketmiş fedakar
annem benim...
hayatı heyecan ve maceradan ibaret saymayıp güven/sevgi/sırdaşlık gibi duygulara bağlı kalan
babam benim...
hayatınızı sola olmaktan çıkarıp koro olmak kararı.ve işte bu aldığınız en doğru karar: )

fonda annemle babamın şarkısı:coşkun sabah"aşığım sana"...

...mil...

(fonda dinlenen şarkı:selçuk ural-güle güle sana)

tıkanıp kalır ya hani bazen kelimeler..
bir bir patlar içinde...
oysaki dün yolda yürürken mıh gibi iğnelemiştim kelimeleri aklıma.ama neredeler.yoksa onlarda mı korkuyor benim gibi...anlaşılan kelimelerde benim gibi bağlanmayı sevmiyor...=)
zamanın ötesinden entry.
uzaklardan bir ses geldi..
oysa ki ben ilk defa veda edebilmiştim..zor olmuştu evet  ve şimdi daha net görüyorum..mil ötede hayat nasıldır bilmem ama burda devam ettiğini farkettim...yinede içim buruk;tarif edemeyeceğim birşey var,gerçekten anlayabilmiş değilim.
tek bildiğim;
güle güle sana yolun açık olsun...
güle güle sana,seni tanrım korusun...
çilek kadar güzel...

12 Nisan 2012 Perşembe

zamanı gelince...

tütmek...
adı burnunda tütmek oldu..
anlamıyorm ki insan nasıl hem çok özler hemde nefret eder..
şimdi sorsan herkesin bir derdi var,unutamadığı anıları ,alamadığı hesapları...
birikmişlikleri herkesin var..
dönüp bakıyorum;geçmişin tüm yolcuları uzaklarda...çünkü insanlar aldanırlar..
*
Üzüldüm... müstesna kalbinin böyle hissedebileceğine, en zoru bile çözebilen zihninin böyle düşünebileceğine hiç ihtimal vermemiştim. Tam hayal kırıklığımı cümlelere dökecekken susturdu beni içimdeki ses...kapattım telefonu.
“ İnan bana. Sen iyilik yapmak istedikçe dikenli teller bürüyecek etrafını. Sen bir adım attıkça önün sıra ısırganlar boy verecek. Üzgün oluşunu anlıyorum, beni tanıyor ve seviyorsan bu öğüdümü sakın unutma” Elindeki yarı dolu maşrapayla çiçeklerini sulamaya devam ediyordu. Bütün koruma kalkanlarım, düm dikenlerim çivi gibi içime içime batıyordu. pembelerimi alıp gidenlere yenileri ekleniyordu bu tanımlayamadığım dünyada...
Cevap bekleyen bir soru vardı muhatabı ben olan. "Sevmek de isterim, sevilmek de. Çünkü ikisi de mutluluk kapısının anahtarını elinde tutar. O kapıdan girmek için ikisine de ihtiyaç duyar insan.". "Peki kurmaca bir mutluluk mu gerçek bir acı mı desem, hangisiyle yüzleşebilirsin?"
*
konu dağılmış yahu..başa dönelim...

yağmurlar başladı;kırkikindi...hadi sende o yağmurlar gibi bir anda bastır..
gel yeniden,gel...eskisi gibi olsun hayatım,hayatımız...bitsin bu eskiye özlem...dinmek bilmez ızdırap..
ya da dur yarın çok geç olacak...sende bende kaybedeceğiz..
Allah bizi sorduğunda ben sessiz kalacağım...
bak yenildik işte...

15 Mart 2012 Perşembe

la...

yalnızca ben;bu koskaca dünyada sevecek birilerini arayan küçücük bir kızım...
sadece sahip olamadıklarımızın önemsendiği şu dünyada inatçıyım minik şeyleri sevmeye..
bardak kırıldı diye su içmekten vazgeçilir mi hiç?aslında bir bilseniz;sevmek...ne uzun kelime..hayatı dolu dolu kılar,yaşanılır kılar. ama mana aramamak lazım ki sevmekte. bir gülümsemede, bulutta.. çünkü güzel olan şey istemektir..mutlu olmayı istemek.isteyince oluyor ya zaten..mabel matiz ne demiş;çimenler fillerle güzel... ve benim yalnızlığım insanlarla dolu...
lalalalallaaaaaaaaaa...

8 Mart 2012 Perşembe

değil...değil...

üzüldüm.ama öylesine değil...
boşuna olamaz değil mi?herkesin birşeyler öğrenmiş olması lazım değil mi?
ben öğrendim..
herkes büyümüş ben hala çocuk kalmışım bunu bir kez daha gördüm.
ama neden anlamıyorlar bu benim maskem.hayatı çekilir kılan bir bilmece...çözmek lazım onu.affetmeyi bilmek lazım.hata insanlara yakışır çünkü öğretir.birbirine daha çok bağlanmayı, daha çok sevmeyi sağlar çünkü kabullenmeyi öğrenir insan.olduğu gibi kabul etmeyi nitekim.böylece hayat güzelleşir gider..
ama neden bu halkayı bozmaya çalışır insanlar?
ah o yalnızlık...zor şey...kalabalıkların içinde yalnız bir insan tanıyorum bu aralar;aslında bir bilinmeyenli denklem kadar yalın ama çok bilinmeyenli  misali deli...
akrostişim vardı tarafından yazılacak ama bekliyoruz bakalım okuruz inşallah...

yeni bir şey daha öğrendim;hayat içinde bir çok hayal kırıklığı barındırıyor.
ve bunu kimse kabullenmiyor...

değil değil..
böle değil 'di ama oldu...

3 Mart 2012 Cumartesi

pat.

bu şarkı bitmez.
bu müzik susmaz..
bir selam yolla gittiğin yerden..ya da al şarkılarınıda git,gelme aklıma,oturma fikrimin tamda ortasına.alıp gittin sanma mutluluklarımı,bilirsin mutlu olmak için büyük şeylere ihtiyacım yoktur benim..hani çocukken  üflediğimiz  baloncuk çıkan oyuncaklar vardı ya;mutlu olurduk onlarla..sende bir balondun uçtun gittin..sadece elimde boş şişesi kaldı..insan olmak zor daha doğrusu olabilmek zor,bilmek,hissetmek zor...eminimki fillerde çimenlere basınca üzülüyor ama yapacak birşey yok,cüsse büyük...artık yapacak birşey yok anladım.kalbim korkularıyla cesur.

not:ihanet sadakatin tavrını sever...

back to the future.

ama bitti.

19 Şubat 2012 Pazar

sus payı.

yazmayı özlediğimi farkettim..ama bu da birşey mi; eskiye duyduğum özlemin yanında...
sonra sustum.
bir adım geri attım ve yeniden baktım dünyaya.
insanlara,kabalıklara,ince düşünmemezliklerine.
ve karar verdim inat olsun diye değil ama mutlu bir ömür için.
unutmaya..
meramda gidecek var...

en kolay olan...... denemek ise bedava!=)


"sevmek" bizim içimizde...kimilerinde ise biraz derinlerde..ama bulduğumuz an hayatı kolaylaştıran bir enstrüman o halde aramak için üşenmeyelim,hemen bulamazsak pes etmeyelim,geç kaldığımızı düşünürsekte umutsuzluğa kapılmayalım..sevgiyi içimizde biryerlerde ararken ,kendimize yolculuğa çıkıp KENDİMİZİ KEŞFEDELİM..benim kendimi keşfetme mutluluğumda hayatımın bir şekilde kıyısından köşesinden geçen,beni seven sevmeyen,üzen üzmeyen,gören görmeyen herkese teşekkürler...=))